• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/
  • https://twitter.com/

PALAOĞLU DOĞAL YAYLA BALI KUŞBURNU REÇELİ DUT PEKMEZİ
Ağzınızdan güzel söz ve sofranızdan ise Palaoğlu Doğal yayla balımız eksik olmasın.
DURANOĞULLARI
Her zaman en uygun fiyat ve en kaliteli ürün politikasıyla DURANOĞULLARI LTD ŞTİ hizmetinizde.
Yonetici Girisi

Gümüşhane Gezi Rehberi

GOOGLE YENİKÖY/ULUKALE
      
Hava Durumu
Site Haritası
Takvim

Hz. Fatıma'nın vefatı

Peygamberimizin (s.a.v) hastalığı ağırlaşıp, acıları iyice artıp ölüm anı yaklaşınca, Emirü'l-Müminin Ali mübarek başlarını kaldırıp kucağına koydu. Hz. Fatımatü'z-Zehra (a.s), Hz. Muhammed b. Abdullah'ın (s.a.a) ve Hatice bint-i Huveylid'in (r.a) kızıdır. Tarihin tanık olduğu en şerefli anne-babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Tarihte hiç kimse onun babası gibi, birkaç yıl içinde, tarihin seyrini değiştirecek, insanlığı değişik alanlarda harekete geçirecek, ileri götürecek etkinlikler gösterememiş, bu denli müthiş eserler bırakamamıştır. Tarihte onun annesi gibi bir anneden hiçbir zaman söz edilmemiştir. Onun annesi bütün varlığını, kendisine sunduğu hidayet ve nura karşılık yüce eşi ve hikmet esaslı ilkeleri uğruna feda etmiştir.  İşte bu büyük anne ve babanın gölgesinde Fatıma Betül yetişti. Omuzlarında peygamberlik yükünü taşıyan, bu kutsal emaneti hedefine ulaştırmak için dağların tahammül edemediği işkencelere katlanan babasının şefkatinin her an hissedildiği bir evde büyüdü. Babası nereye yönelse, ne tarafa gitse Kureyş'in ve Kureyşlilerin kışkırttıkları ayak takımının ve kölelerin kendisini sürekli olarak gözettiklerini, taciz ettiklerini görüyordu. Küçük yaşına rağmen Fatımatü'z-Zehra (a.s) bütün bunları görüyordu. Annesiyle beraber, bu eziyetlerin babası ü-zerindeki etkisini hafifletmek için elinden geleni yapıyordu. O ağır eziyetleri gözlemledikçe yürek paralayıcı bir acı hissediyordu. İlk Müslümanların gördükleri baskı ve acıları kendisi de bizzat yaşıyordu. hz. muhammed mustafa (s.a.a)' nin can paresi Hz. Fatımatü'z-Zehra (a.s) ilâhî risaletin tebliği sürecinin karşı karşıya kaldığı zorlukları, sıkıntıları daha çocukluğunun ilk günlerinden itibaren yaşadı. Babası ve annesiyle ve Haşimoğulları'nın diğer mensuplarıyla birlikte Ebu Talib Vadisi'nde sosyal ve ekonomik ablukaya tâbi tutulduğu sırada, henüz iki yaşındaydı. Büyük zorluklarla geçen üç yıllık ablukanın kaldırılmasından sonra, şefkatli annesinin vefatı sınavıyla karşı karşıya kaldı. Babasının amcasının vefatıyla sarsıldı. O sırada altı yaşına henüz girmişti. Meşakkatlere katlanma, zorluklara karşı koyma ve büyük sıkıntılara tahammül etme hususunda babası için bir teselli kaynağıydı. Yalnızlığında babasına arkadaşlık ediyor, Kureyş azgınlarının ve zorbalarının rencide edici baskılarından dolayı hissettiği üzüntüyü paylaşıyordu. Mübarek ömrünün sekizinci yılında, amcasının oğluyla ve diğer Fatıma'larla birlikte Medine'ye hicret etti. İmam Ali b. Ebu Talib (a.s) ile evleninceye kadar babası yüce Resul (s.a.a) ile beraber yaşadı. Bundan sonra, Hz. Peygamber (s.a.a) evinden sonra İslâm toplumunun en şerefli evinin temelleri de atılmış oldu. Bu ev, tertemiz nebevî sülalenin barınağı, bereketli Resul (s.a.a) soyunun cömert Kevser'i oldu. Hz. Zehra (a.s) ideal bir eşliğin ve yüce anneliğin en görkemli örneğini sergiledi. Hem de İslâm tarihinin en çetrefilli, en zorlu dönemlerinde. Öyle bir zaman ki, İslâm, cahilî bir çevrede ve kabileci geleneğin hüküm sürdüğü bir ortamda kalıcılık ve yücelik yolunu açmak amacındaydı. Çünkü cahiliye toplumu ve kabileci ortamı, kadını insan olarak kabul etmiyor, kız çocuğunu bir utanç, bir ayıp olarak algılıyordu. Bu nedenle Fatıma (a.s) gibi birisi -parlak Muhammedî risaletin kızı, eşsiz ilâhî kıyamın çocuğu olarak- bireysel, ailesel ve toplumsal yaşam tarzıyla, risalet kavramlarını ve değerlerini pratik olarak hayatında somutlaştıran pratik ve gerçek bir örnek sunmak durumundaydı. Hz. Zehra (a.s) bütün insanlık dünyasına, bir kadın olarak insan-ı kâmil olduğunu, kadınlık doğasının böyle bir mükemmeliyete erişebileceğini, Allah'ın sınırsız kudretine ve akıllara durgunluk veren yaratıcılığına delâlet eden en büyük ayetlerden, en parlak kanıtlardan biri olabileceğini kanıtladı. Çünkü Fatımatü'z-Zehra'ya (a.s) azametten büyük bir pay, görkemlilik ve ululuktan en geniş bir nasip bahşedilmişti. Hz. Peygamber'in Vefatı ve Fatıma Peygamberimizin (s.a.v) hastalığı ağırlaşıp, acıları iyice artıp ölüm anı yaklaşınca, Emirü'l-Müminin Ali mübarek başlarını kaldırıp kucağına koydu. Bu sırada Hz. Peygamber (s.a.v) bayıldı. Fatıma yüzüne bakıyor, ağıtlar yakıyor, göz yaşları dökerek şöyle diyordu: "Beyaz yüzlüdür. Yüzü hürmetine bulutlardan yağmur istenir. / Yetimlerin koruyucusu, dulların sığınağıdır." Resulullah (s.a.v) gözlerini açtı ve inilti şeklinde çıkan zayıf bir sesle şöyle buyurdu: "Kızım şöyle de: Muhammed sadece bir peygamberdir. Ondan önce daha nice peygamberler gelip geçti. Şimdi eğer o ölür veya öldürülürse, topuklarınızın üzerinde geri mi döneceksiniz? Kim iki topuğu üzerinde geri dönerse, bilsin ki Allah'a hiçbir zarar vermez. Allah şükredenleri ödüllendirecektir."[1] Fatıma uzun uzun ağladı. Peygamberimiz (s.a.v), yaklaşması anlamında işaret etti. Fatıma'ya gizlice bir şeyler fısıldadı. Bunun üzerine az önce ağlayan Fatıma'nın yüzü sevinçten parladı. Enes'in şöyle dediği rivayet edilir: Peygamberimizin (s.a.v) vefat ettiği son hastalığı esnasında Fatıma yanında oğulları Hasan ve Hüseyin olduğu hâlde, Hz. Peygamber'in (s.a.v) yanına geldi. Peygamber'in (s.a.v) üzerine kapandı ve ağlamaya başladı. Peygamber (s.a.v) ona dedi ki: "Ey Fatıma! Benim için ağlama. Dövünme, yüzünü tırmalama. Benim için saçını başını yolma. Ah-u figan edip vaveyla koparma. Allah'a sığınarak teselli bul." Ardından ağladı ve şunları söyledi: "Allah'ım! Ehlibeyt'im sana emanettir.

 Allah'ım! Bunlar, sana ve müminlerebıraktığım emanettirler. hz. fatıma'nın vefatı  Fatıma'nın Ahiret Yolculuğundan Önceki Son Saatleri Hz. Fatıma, can verdiği gün bütünüyle yatağa düşmüştü. Bir deri, bir kemik kalmıştı. Babasını rüyasında görmüş, ona şöyle demişti: "Kızım! Bana gel. Seni çok özledim." Ardından şöyle demişti: "Bu akşam yanıma geleceksin!…" Uykusundan uyandı, ahiret yolculuğunun hazırlıklarına başladı. Doğru sözlü ve söyledikleri doğrulanan ve "Beni rüyada gören gerçekten görmüştür." diyen babasından yolculuğa çıkacağını duymuştu. Şu hâlde haberin doğruluğundan kuşkulanmaya, tereddüt etmeye gerek yoktu.  Gözlerini açtı. Bütün gücünü topladı. Ölüm öncesi son silkiniş sürecini yaşıyordu belki de. Gerekli hazırlıkları yapmak için ayağa kalktı. Hayatının bu son anlarını ganimet bildi. Hz. Zehra duvara tutunarak evin su bulunan tarafına doğru yürüdü. Titrek elleriyle çocuklarının elbiselerini yıkadı. Sonra çocuklarını çağırdı, başlarını yıkadı. Bu sırada Hz. Ali eve girdi. Sevgili eşinin hasta yatağından kalktığını, ev işlerini yapmaya başladığını gördü. O’na bakınca yüreği sızladı. Fatıma, sağlıklı zamanlarında bile kendisini yoran ağır işlere bu hâldeyken yeniden koşmuş olduğuna yüreği dayanamadı. Sağlığı bozulduğu hâlde, bu ağır işleri yapmaya kalkmasının sebebini sormasında şaşılacak bir şey yoktu elbette. Fatıma da büyük bir açıklıkla, bu günün, hayatının son günü olduğunu, çocuklarının başlarını ve elbiselerini yıkamak için kalktığını söyledi. Çünkü bu günden sonra anneleri olmayacak, yetim kalacaklar. Hz. Ali, bu haberin kaynağını sordu, Fatıma gördüğü rüyayı anlattı. Fatıma bizzat kendisi, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde kendi ölüm haberini eşine vermiş oluyordu. İbn Abbas, Fatıma'nın yazılı bir vasiyetini rivayet etmiştir ve bu rivayette şöyle deniyor: "Bu, Resulullah'ın (s.a.v) kızı Fatıma'nın vasiyetidir. O bu vasiyette bulunurken Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve resulü olduğuna, cennetin ve cehennemin hak olduğuna, kıyamet gününün gelmesinde şüphe bulunmadığına ve Allah'ın kabirlerde bulunan herkesi dirilteceğine şahitlik etmektedir. Ey Ali! Ben, Muhammed'in kızı Fatıma'yım. Allah beni seninle evlendirdi ki, dünya ve ahirette senin olayım. Sen başkalarından daha çok bana yakınsın. Na'şımın üzerine kâfur dök, beni yıka ve geceleyin beni kefenle. Namazımı kıl ve cenazemi geceleyin defnet. Hiç kimse bilmesin. Seni Allah'a emanet ediyorum ve çocuklarıma selâm söyle kıyamete kadar."  hz. fatıma'nın vefatı Ömrünün Son Anları Hz. Fatımatü'z-Zehra evin ortasına serili yatağına döndü ve yüzünü kıbleye çevirerek yatağa uzandı. Söylendiğine göre, Fatıma kızları Zeyneb ve Ümmü Gülsüm'ü Haşimoğulları'ndan bir kadının evine gönderir ki, annelerinin ölümünü görmesinler. O, bunları, kızlarına duyduğu şefkatin, merhametin gereği olarak yapıyordu ki, ölüm musibetinin o ağır etkisinden korunsunlar. Hz. Ali, Hasan ve Hüseyin o sırada evin dışındaydılar. Belki de o sırada zorunlu olarak ve belli bir maksada binaen dışarı çıkmışlardı.  Esma'dan rivayet edilir ki, Fatımatü'z-Zehra son nefesini vermek üzereyken Esma'ya şöyle dedi: "Resulullah (s.a.v) vefat ederken Cebrail cennetten kâfur getirmişti. Resulullah bu kâfuru üç kısma ayırdı; bir kısmını kendisi için, bir kısmını Ali için ve bir kısmını da benim için." Sonra şöyle dedi: "Ey Esma! Babamın falan yerde bulunan kâfurunun geri kalanını getir ve başımın ucuna koy." Esma kâfuru getirip başının ucuna koydu. Sonra, namaz kılmak için abdest alırken Esma'ya şöyle dedi: "Sürdüğüm kokuyu getir. Namaz kılarken giydiğim elbiselerimi getir." Sonra abdest aldı. Örtüyü üzerine serdi ve şöyle dedi: "Biraz bekle, sonra beni çağır. Cevap verdiysem bir şey yok demektir. Ama cevap vermediysem, bil ki babamın yanına gitmişim. O zaman hemen Ali'yi çağır." Esma seslendi, cevap vermedi. Yüzündeki örtüyü kaldırdı. Fatıma, hayattan ayrılmıştı. Üzerine kapandı, bir yandan öpüyor, bir yandan da şöyle diyordu: "Ey Fatıma! Baban Resulullah'ın (s.a.v) yanına gittiğin zaman Esma bint-i Umeys'ten selâm söyle."

 

ALLAHIN SALAT VE SELAMI YÜCE RESULE VE ONUN EHLİBEYTİNE OLSUN. BAŞTA İMAMI ZAMAN MEHDİ ALEYHİSSELAM'A TESLİYET ARZ EDER,TÜM MÜMİN KARDEŞLERİMİZİN DE BAŞI SAĞ OLSUN.

4823 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam55
Toplam Ziyaret234383
HABER

KABİR ZİYARETİ

Yasi-i Şerif
AYYILDIZLI BAYRAĞIMIZ

Telefon Rehberi

 

saat
GOOGLE ARA
Google
İLLER ARASI MESAFE

Bilgileriniz sistemimize kaydedilmektedir.
SİTEYE DESTEK